6 Ekim 2008 Pazartesi

Kumar


Bu öykü interentte Hain evlat adı ile dolaşıyor.

Fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Babamla şiddetli bir geçimsizlik içindeydik. O dereceye gelmişti ki artık aynı evde oturmaya bile tahammülümüz yoktu. O beni evden kovmak istiyordu. Ama ben bunu gurur meselesi yapmıştım ve gitmiyordum. Evi ortak almıştık çünkü. Bu arada babamın bir milyarder olduğunu benim de en az babam kadar zengin olduğumu ve kendime ait fabrikalarım olduğunu belirteyim.

Babamla en sonunda kumar oynamaya karar verdik. Kumarı kaybeden evden çekip gidecekti.

Oynamaya başladık. Ben kazandım. Babam isyan etti ve gitmeyeceğini söyledi. Ortaya mallarını koyarak yeniden oynamayı önerdi. Ben kazanırsam mallarını alacaktım. O kazanırsa çekip gidecekti. Ne de olsa babamdır diyerek kabul ettim. Yine kazandım. Babam her şeyini kumarda bana kaybetmişti.

“Bana son bir şans ver” diye yalvardı.

Ama nasıl? Hiç bir şeyin kalmadı… biraz düşündük. Sonra ben annemi işaret ettim ve

Onun üzerine oyna dedim. Eğer kazanırsan her şeyini geri alırsın be de çekip giderim. Ama ben kazanırsam hem her şeyini alırım hem seni buradan kovarım hem de karın artık benim karım olur.

Babam da annem de şaşırmışlardı.

-Sen ne diyordun?

-Evet. İtiraf ediyorum. Bir tür sapıklık belki ama eskiden beri annemde gözüm var. Onu istiyorum.

Babam çaresiz kabul etti. Elini kağıtlara atmıştı ki elini tuttum ve “Dur” dedim. “Bu kadar kolay olmaz. Rus Ruleti oynayacağız” Babam bir kez daha şok olmuştu. Anneme;

“Odanızdaki silahı getir” dedim. Getirdi.

Silah tamburluydu. Aynı kovboy tabancaları gibi. İçindeki kurşunları boşaltarak içinde sadece bir kurşun bıraktım. Tamburu kapattım ve döndürdüm. Merminin nerede olduğu belli değildi artık. Silahı elime aldım. Başıma dayadım. Babam ve annem korkuyla bana bakıyorlardı. Annemin gözlerinin içine bakarak korkusuzca bastım tetiğe. “çıt” mermi yok. Sıra babama geçmişti. Silahı ona uzattım. Korkarak başına dayadı. Tetiği güçlükle çekti. Yine boş gelmişti. Silahı vakit kaybetmeden aldım. Başıma dayadım. Vurulma olasılığım 4 te 1 di. Tetiği çektim. Yine boş geldi.

Tabancayı tekrar babama verirken ellerinin titrediğini gördüm. Korkarak başına götürdü. Tetiği çekti… “çıt”… boş..

Silahı aldım. Başıma dayadım. Artık finale gelmiştik. Vurulma ihtimalim 2 de 1 di. Umurumda da değildi. Annemi şehvetle arzuluyordum. Onu düzemeyeceksem yaşamaya da gerek yoktu zaten. Tetiğe parmağımı uzattım. İkisi de donmuş vaziyette beni izliyorlardı. Babamın soğuk terler döktüğü görebiliyordum. Tetiğe dokundum ve… “çıt” yine boş gelmişti. Demek ki mermi diğerindeydi ve ben kazanmıştım. Babam her şeyini kaybetmişti. karısını bile…

Silahı masaya koydum. Babama. “Evet baba!” Dedim. “Senin malını istemiyorum. Hepsi sende kalsın. Hatta bu evden gitmesen de olur…”

Babam rahatlamıştı. Ama sözüm daha bitmemişti.

-Evet burada kalabilirsin. Ama Artık annem benim karımdır.

Hiç bir şey diyemedi. Çünkü baştan bir anlaşma yapmıştı. Annem de ne söyleyeceğini bilemiyordu.

Sonra ayağa kalktım. “Belki de” dedim. “Seçim hakkını anneme vermeliyiz.” Söyle anne. Malları için senin üzerine kumar oynayan birini mi istersin yoksa senin için hayatını ortaya koyan birini mi?”

Annem başını öne eğdi. Zaten “Seni isterim” diyerek kollarıma atılmasını da beklemiyordum. Salondan çıktım ve odama gittim.

Bu arada Annem 36 yaşında dünya güzeli bir kadındır. Benden başka çocuk doğurmadığı için vücudu da düzgün. Gerçi ben ondan bir çocuk sahibi olmak istiyordum ama….

Yatağıma uzandım. Uyuyamıyordum. Bir kaç saat sonra odamın kapısı açıldı. Gelen annemdi. Üzerinde geceliği vardı. Koridorun ışığı arkadan vurduğu için vücut hatlarını ayrıntısıyla görebiliyordum. Yanıma geldi yatağa oturdu. “bana istediğini yapabilirsin” dedi.

Bunu içten söylemediği ses tonundan belliydi. Annemin yanağını okşayınca ürperdi. “Bunu gerçekten istemiyorsun anne” dedim. “Bana artık adımla hitab edebilirsin?” dedi.

-Serpil bunu gerçekten istemiyorsun.

-Sen beni kazandın Cemşit. Kumarda kazandın beni….

-Serpil sana zorla sahip olacak değilim. Seni çok istiyorum. Ama bunu senin de istemeni istiyorum. Şimdi odana dön. Babamın yanına. Artık onun karısı değilsin ama isterseniz sevişebilirsiniz de… Sadece kumar yoluyla da olsa karım olduğunu bilmek bana yeter….

Annem sessizce odasına gitti….O gece de mastürbasyon yaptım…

Aradan bir süre geçti. Annemde bana karşı herhangi bir yakınlaşma yoktu ama sanki babamdan uzaklaşıyor gibiydi. Bir gün ben mutfakta yemek için kendime bir şeyler hazırlarken Serpil yanıma geldi. “Cemşit” dedi. “Seninle konuşmak istiyorum.”

- Evet Serpil?

- Seninle yatmayı istediğime emin değilim

Sözünü bitirmesine müsaade etmeden atıldım.

-Bu konuda konuşmuştuk ya…Seni zorlamıyorum..

-Hayır demek istediğim başka.. Seninle sevişmek tuhafıma gidiyor. Ama madem senin karınım en azından geceleri aynı yatağı paylaşmalı değil miyiz?

Serpil’in bu sözü çok hoşuma gitmişti. Demek yavaş yavaş kalbini kazanmaya başlıyordum.

-Tabi ki Serpil. dedim. “Sen nasıl istersen. karı-koca tabi ki aynı yatağı paylaşmalıdır…”

Serpil babama hiç pas vermiyordu. Seviştiklerini de sanmıyordum. Akşam ben yatmaya gittikten bir süre sonra kapım açıldı. Serpil geceliği ile gelmişti. Battaniyeyi kaldırdı ve yanıma yattı. Yatağım zaten iki kişilikti. “Henüz eşyalarımı öbür odadan toplamadım” dedi. “Yarın tamamen buraya taşınmış olurum…”

Ona hiç dokunmadım. O da bana dokunmadı. Ertesi gün eşyalarını odama taşıdık. Annemle o şekilde 1 hafta kadar yattık ve hiç dokunmadık birbirimize.

1 hafta kadar sonra bir sabah işe gitmek için kalkmıştım. Annemi hazırladığı kahvaltıyı yedikten sonra veda edip kapıya yöneldim ki Serpil yanıma gelerek “Karına veda öpücüğü vermeyecek misin?” dedi. Annemim yanağını öpmek isterken o beni tuttu. “Dudaklarımdan öpebilirsin” dedi. “Ama çok sulu olmasın.” Dudaklarına küçücük bir öpücük kondurdum.

İşler yavaş ama yolunda gidiyordu.

O akşam yine aynı şekilde yatıyorduk. Ben külotumu çıkartarak elime aldım. Bacaklarımı araladım. Annem bana bakıyordu. “Ben mastürbasyon yapacağım” dedim. Ardından erkekliğimle oynamaya başladım. Serpil:

-”İstersen mastürbasyon yaparken tenimi okşayabilirsin” dedi. “Karın değil miyim? Bu senin hakkin.”

Bir elimle bacaklarını bir elimle de erkekliğimi okşayarak külotun içine boşaldım. Ardından da uykuya daldım.

Günler böyle geçiyordu. Annem bana yaklaşmaktan çekiniyordu. Ama en azından her gece o hayran olduğum mis kokulu tenini okşayabiliyordum.

Bir gün eve geldiğimde annemi kızgın buldum. Bana kızgın olduğu belli oluyordu. Ne oldu? Diye sordum.

-Kapıdaki kız kimdi? Diye sordu. İş yerinde çalışan bir kızla aynı mahallede oturuyorduk. Onunla buraya kadar yürümüştük. Anneme bunu söyledim.

-Neden konuşurken o kadar gülüyordun. Neredeyse sırıtmaktan ağzın yırtılacaktı.. Siz erkekler böylesiniz zaten…

-Nasıl yani?

-Seviyorum dersiniz bir bakarsın başkasına gitmişsiniz.

-Bana bak. Senin karın ben miyim o mu? Sen beni kadının olarak kazanmadın mı?

-Evet?

Annem gelip boynuma sarıldı ve dudaklarıma yumuldu…

-O zaman şehvetini karında söndür….

Bir yandan öpüyor bir yandan da nefes nefese konuşuyordu.

-Affet beni…Seni anlayamadım. Seni o kızla görünce çok kıskandım ve senin olmam gerektiğini anladım. Beni affet. Ben senin karınım. Sana kadınlık vazifelerimi yapacağım.... Ohhh. öp beni…

Annemi kucaklayıp salona götürdüm. Kanepeye yatırdım ve eteğinin altından külotunu çıkarttım, dayanamayacağım anne. Bacaklarını araladığım gibi annemin içine girdim.. İkimiz de zevkle inlerken kapı açıldı. Babam içeri girdi. Annem de ben de onu gördük. O da bizi görmüştü. Ama ikimiz de durmadık. Babam arkasını döndü çıktı ve gitti….

Gidiş o gidiş bir daha eve gelmedi.
Yazan : Barış Erçağlayan - 2000 Berlin

Bu Blog Hakkında genel bi yazı


Değerli Ziyaretçi,
Bu blog Yazar Barış Erçağlayan (Ben) tarafından yazılmış erotik içerikli hikayeler barındırmaktadır. Bu hikayeler fahişelik ve karşılıklı rıza ile yapılan aile içi cinsel ilişkiler içermektedir.
Hikayeler fahişeliği ve karşılıklı rızaya dayanan aile içi cinsel ilişkileri övebilir.
Bu yazarın bu tür hayat tarzını benimsediği anlamına gelmemektedir. Belki de yazar, hikayelerde resmedilen tarzda geneleve benzer bir yerde değil, ufak tefek bir evde, tek başına yaşıyor da olabilir.
Bu tür hikayelerden hoşlanmayanların okuması önerilmez.
Hikayeler tamamen hayal mahsulüdür ve gerçek hayatta ciddi sorunlara neden olabilir.